1 Nisan 2014 Salı

Pendik'te Bir Gün

Sıradan bir gün değil. Seçim günü, sandık başı. Oy ve Ötesi girişiminin gönüllüsü olarak Pendik'teyiz. Akıllı telefonların saatlerin son dakikada bir gün sonra değişecek olmasına akıllarının basmaması nedeniyle  bir saat daha erken uyanıyoruz güne. Yüzünü ve soyadını bilmediğim yeni arkadaşım Naci Bey (tam da anaokulu çocuğu moduna geçmiş durumdayız, birlikte "oyun oynadığımız" ama adını bilmediğimiz "en iyi arkadaşlarımız" var, yeniden) beni  bekliyor, Pendik'e gitmek için "car-pool" oluşturmuş durumdayız.  Arabada benden başka  müzik öğretmeni Müge ve eşi Murat da var; ilk defa yüz yüzeyiz. Sabah 6'dan gece yarısını geçene kadar sürecek bir deneyim bekliyor bizi. Herkes, sandviçleri, suları hazırlamış; heyecanlı.
Müşahit olduğumuz okulun önündeki çay ocağı açık;  içeride CHP'liler, Oy ve Ötesi gönüllüleri neler yapacağımızı, nelere dikkat edeceğimizi konuşup görev başı diyoruz; saat 6:45.
Benim görev yerim Elka İmam Hatip Orta Okulu 1348 no'lu sandık.  296 seçmeni var. Sandık kurulu başkanı, Fen öğretmeni Naci Bey, kurul üyeleri bir CHP'li, bir AKP'li, bir MHP'li, iki genç delikanlı... Kendimi tanıtıyor, köşede bir yer yapıyorum. Onlar, zarfları ve oy pusulalarını sayıyor, damgalıyorlar. Oy pusulalarının hepsinin aynı noktaya damgalanmasına dikkat ediyorlar. 300 mavi (belediye seçimleri), 300 mor (muhtarlık seçimleri) zarf; 350 sarı (belediye meclisi), 364 mavi (ilçe belediye başkanı), 374 beyaz (büyük şehir belediye başkanı)  pusulası var. Sınıfın penceresini açıyor biri, bana bakıp "birazdan kokmaya başlar burası" diyor.

Sandığa ait seçmen listeleri kapıya asılıyor. Sandıklar mühürleniyor. Her şey hazır.   Derken içeri giren ve adını öğrenemediğim bir beyefendi "müşahitler" dışarı diyor.  Bina sorumlumuz Pelin Hanım'ı arıyorum; YSK bina sorumlusunu buluyoruz. O da, oy sayımına kadar oda dışında olmamızı söylüyor. Pek kafamız basmıyor ama gerginlik de çıkarmak istemiyoruz. Ben durumu Facebook'a yazıyorum, Baro'dan seçim gönüllüsü bir çocukluk arkadaşım dilekçe yazdırıyor. Pendik'ten sorumlu bir avukat arkadaşının telefonunu veriyor. 2 saat gibi bir sürede çözümlüyoruz ve ben tekrar sınıftaki yerimi alıyorum. (Sosyal medyanın gücü bir kez daha kendisini gösteriyor.)

Çoluk, çocuk,genç, yaşlı, kadın,erkek sabahın erken saatlerinden itibaren oy vermek üzere gelmiş durumda. Zaten saat 15:30 itibariyle sandıkta kayıtlı seçmenin %90'ı oyunu kullanmıştı bile. Sandıklar, mahalle bazında düzenlendiği için her kes birbirini tanıyor neredeyse, selamlaşıyorlar. Kadınların hemen hepsi pardösülü, baş örtülü. Bizim sandıktan bile belliydi bu seçimde katılımın yüksek olacağı.

Öğlen vakti, oy verenler azaldığında, biz de oy vermek üzere aynı ekip toplanıp kendi sandıklarımıza gittik. Bu arada, sandık görevlilerinden, aslında MHP yanlısı olduğunu sonradan öğreneceğim AKP gözetmeni Yasin (biraz haylazmış, liseden sonra okumamış) "Abla siz nerede oy kullanıyorsunuz?" dedi, "Kadıköy"cevabımı duyunca da "Ya, abla,memleketi siz mi kurtaracaksınız, verin oyunuzu, inin sahile, dolaşın" diye tepki gösterdi bana. Vatandaşlık sorumluluğundan bahsettim ona, seçimlerin şeffaflığının neden önemli olduğunu anlattım. Oyumu kullanıp döndüğümde, "karnın aç mı?" dedi, benimle sandviçini paylaşmak istedi.

Öğleden sonra iyice seyrekleşti seçmenler. Vakit geçmek bilmedi, kalabalık azalınca. Sandıkların kapanma saati yaklaştıkça AKP'li müşahitler doldurdu odayı.  Sıralar çekildi. Hazırlıklar tamamlandı. 17.02'de oy kullanmak için gelen bir seçmene geç kaldığı söylendi.
Sayıma geçilmeden oy kullanan seçmenler, kalan zarflar ve pusulalar sayıldı.
Kalan mor zarf  31
Kalan mavi zarf  29
Oy kullanan seçmen sayısı 265 +6 (sandık kurulu üyeleri)

17:10'da mühür açılarak  sayıma belediye seçimlerinden başlandı. Önce zarflar sayıldı ve kontrol edildi, sonra zarflar açılarak kontrol edildi. Bir zarf, içinden muhtarlık pusulası çıktığı için geçersiz ilan edilerek ayrıldı.

Çıkan pusulalar kontrol edildi. Hepsi mühürlü, ve sandık kurulu mühürü aynı noktaya basılmış haldeydi. (yani dışarıdan bir pusula sokulmamıştı.) açılan zarflardan bir beyaz, bir de mavi pusula eksik çıktı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oy dağılımı (5 geçersiz oy)
157 AKP
80 CHP
19 MHP
3 Saadet
1 DSP
1 BBP
1 İP
1 HDP
1 HEP
toplam: 264
Pendik İlçesi Belediye Başkanı oy dağılımı (7 geçersiz oy)
147 AKP
66 CHP
33 MHP
12 Saadet
1 HDP
1 İP
1 DSP
1 DP
toplam: 262
Pendik Belediye Meclisi oy dağılımı (12 geçersiz oy)
141 AKP
63 CHP
42 MHP
5 Saadet
3 HDP
2 DP
1 DSP
1 TKP
1 İP
toplam: 259
7 adet lekeli pusula da lekelerin hepsinin aynı noktada olması göz önüne alınarak geçerli sayıldı.

Başlangıçta, odadan çıkmamı isteyen ve dilekçe alana kadar da izin vermeyen sandık başkanı, tutanakların yazılması anında yardımımı istedi. Tutanakların yazılması, imzalanması; geçerli ve geçersiz oyların torbalanıp mühürlenmesi gece yarısını buldu.
Bu arada, seçimin en gergin ayağı muhtarlık seçimleriydi.
Sonuçlar açıklandığında, başörtülü bir CHP'li, "bu kadar çocuk boşuna mı öldü?, bu insanlar hala yalana, dolana, hırsıza nasıl oy verebiliyor" derken ağlamaklıydı.
Benim için muhteşem bir deneyimdi. Bu nedenle Oy ve Ötesi'ne müteşekkirim. Gezi'nin rüzgarı bizi örgütlemiş, mahallemiz dışında bir yere gitmemizi, oradaki evlatları için güzel günler hayali kuran insanlara dokunmamızı sağlamıştı.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder