3 Mart 2013 Pazar

Doğumgünü

Kırkaltı yıl önce bugün, sabaha karşı, babamın kullandığı minik bir vosvos, arabada Fethiye yenge, annemin yanında... Hastaneye yetiştirmeye çalışıyorlar annemi ve artık dünyaya gelmeye hazırlanan beni. ... Maçka'dan Dolmabahçe'ye iniyorlar, lastik patlıyor. 46 yıl öncesinin İstanbul'u.. İn cin top oynuyor ortalıkta... Müştesini havaalanına götüren bir taksi geçiyor "bırakıp geleyim abi" diyor ama benim beklemeye mecalim yok... Lastik değiştiriliyor, Samatya'ya gidiliyor... Hastaneye girmemizin üstünden çok zaman geçmeen doğuyorum işte... Babamın o zaman çalıştığı Wythe'taki bir arkadaşına verdiği söz üzerine Leyla oluyor adım, oysa ağabeyim o sıralar okuduğu kitapların kahramanının adını vermek istiyor kızkardeşine.. Doğumum üstüne dedemin gönderdiği telgrafta "Ayşegül'ün" doğumu kutlanıyor... Herkes "kız" diye seviyor ama beni, bu nedenle 2-3 yaşıma kadar adımın kız olduğunu sanıyorum...
Daha birinci köprü inşa edilmeden, babaannemin ölümü üzerine İzmir'e dönüyoruz, bir kaç sene sonra. Çocukluk, gençlik yılları biraz Güzelyalı, biraz Bornova, haftasonları Salihli'deki çiftlik arasında, sokakların, ağaçların, dalından yenen yemişlerin, dutların tadını çıkara çıkara geçiyor. Bizim deniz, denizimizin kız, sokaklarımızın hem deniz hem kız koktuğu günler..*
Amerikan Koleji yılları, ODTÜ'ye gidiş, İzmir'e dönüş, ABD yılları... Doğduğum şehre tekrar kavuşmak 31 yıl aradan sonra... Şehirler arasında kalmak, insanlar, aşklar arasında... Annelik..

Ay ne iyi etmişim de doğmuşum... Doğumuma sebep olan babamı, beni doğuran anamı her solukta ama özellikle doğum günlerimde minnetle anmam bu yüzdendir.

İnişleri çıkışlarıyla; inci taneleri gibi gülümsemeler, elmas göz yaşlarıyla bezeli hayatımı, hayatıma çeşitli anlarda giren; girip kalan; girip çıkanları seviyorum... İyi ki varım... Var olmasam hiç birinizi tanıyamayacaktım...

Bu nedenle doğumgünüm benim olduğu kadar hepimizin aslında. Varlığım, hayatımdakilerle anlam kazanır çünkü. Birbirimizden her gün yeni bir şey öğnerek, birbirimizin ruhuna, aklına, yüreğine dokunarak... Birbirimizi merak ederek, sevinerek, kaygılanarak, her anın, her günün, her yılın o büyük tabloda farklı bir renk, farklı bir doku bıraktığının farkına vararak... Doğumgünüm kutlu olsun!

*Cahit Külebi'nin Atatürk'e Ağıt şiirinden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder