Beynimizi inceleyen bilim adamları kokuların beyinde anıları ve duyguları etkileyen en ilkel bölgeyle bağlantılı olduğunu söylüyorlar. Nöropazarlamacılar da kokuların bu etkisini tüketicilerin daha çok tüketmesi ya da marka bağlılıkları sağlamada kullanıyorlar...
Misler gibi kahve kokmayan bir kahveci düşünün, düşünemiyorsunuz değil mi... Büyük süpermarketlerin bir köşesindeki fırından yayılan sıcak ekmek ya da tarçınlı kurabiye kokularını...
Ben bugünlerde - hazır mevsimiyken - nergislere takıldım. Hergün neredeyse bir kaç demet alıyorum. O muhteşem koku huzur veriyor, mutlu ediyor, umutla karışık birbirinden güzel duyguları ortaya çıkarıyor.
Çeşitli işyerlerinde, dükkanlarda gerek müşteriler gerek çalışanların mutluluğunu, motivasyonunu, bağlılığını artırmak için koku kullanma yoluna gidilmemesi için bir neden göremiyorum. Kendi kokularını yaratma/üretme lüksüne sahip olmasalar da kokuyu yaşanan iş/alışveriş deneyimine eklemek ilginç olabilir.
iletişim, halkla ilişkiler, hedef kitle, şirket-müşteri ilişkileri, kurumsal yayın, basın ilişkileri konularında ondört yıllık tecrübe + yüksek lisans eğitimi sırasında pekişen bilgiler + merak, okuma ve gözlem tutkusunun tetikledikleri... hepsi burada, hepsi ve fazlası :-)
22 Ocak 2013 Salı
20 Ocak 2013 Pazar
Önemli
Seth Godin bugünkü blog yazısında çok önemli bir noktanın altını çiziyor... Senin önemli olduğunu düşündüğün bir konu başkaları için hiç de önemli olmayabilir. Yaptığın bir açılışa ya da etkinliğe basını davet ederken bir kez daha düşün, bu onlar için ya da onların çalıştığı gazete için ya da o gazetenin okurları için bir önem taşıyor mu? Taşımıyorsa, bir gazeteci neden ilgilensin; iki bu etkinliği herkes için (ya da hedeflediğin kitle için) nasıl önemli hale nasıl getirirsin?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)