Cevap şuydu: "bakış açımız farklı, ben ülkemi seviyorum diye herkes der, terketmeye gelince.... terkedince ülke uzaktan uzağa sevilir, gönülden değil, reklam amaçlı bazıları"
Biz üsteleyince de : "demokrasi ve düşünce özgürlüğü var diye tutturmayalım o zaman. Benim düşüncem bu, sen haksızsın demek, düşünceye ket vurmaktır. Kötü ya da iyi, herkes herşeyi düşünmekle ve söylemekle serbestse, hiç kimseyi düşüncelerinden dolayı yermek, hor görmek hak değildir gibime geliyo :)"
Bu son cevap aslında yazmaya itti beni. Biz kimseyi yermiyorduk, sadece biraz daha düşünmeye ve bu denli katı olmamaya davet ediyorduk kişiyi (ben hiç tanımıyorum, ama arkadaşımın çocukluk arkadaşıymış). Biz onun düşüncesine "ket" vurmuyorduk, onun düşüncesini genişletmeye çalışıyorduk aslında. Çünkü, düşüncesi bir klişenin tekrarı, üzerinde çok düşünülmeden "doğru" kabul edilen, her hangi bir araştırmaya ya da gözleme dayanmayan, irrasyonel bir söylem, üstelik nefret içeren bir söylemden ibaretti. "Kötü ya da iyi, herkes herşeyi düşünmekte ve söylemekte serbestse" ifadesi de yeni çağın "sen önemlisin, dolayısıyla sana ait herşey önemli, özel ve doğrudur" söyleminin yankılanmasından ibaret. Her sözün değerli olmadığını, her fikrin fikir olmadığını kabul edip; tuhaf bir milliyetçilik ürününün, başkalarına saldıran ve saygısızca davranan ifadenin saygı talebinde bulunmasının da anlamsızlığını kabul etmemiz gerekiyor.
Gerçek fikirlere...
*alıntı sayfadan kopyalandığı için yazım hataları olduğu gibi bırakılmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder